16 Mayıs 2018 Çarşamba

Bir Klasik: Kuğu Gölü


İnsanların sadece ismini bildiği ve konusu hakkında hiçbir fikirleri olmadığı o çarpıcı bale eseri Kuğu Gölü. İlk baleye başladığımda Kuğu Gölünden bir bölümle sahneye çıkmıştım dolayısıyla bendeki yeri çok ayrı. Size hikayesini anlatmak isterim.



Kuğu Gölü sihri, trajediyi ve romantizmi dört perdeye karıştıran zamansız bir aşk hikayesidir. Prens Siegfried ve Odette adlı şirin bir kuğu prensesi bu eserin en önemli iki karakteridir. Bir büyücünün büyüsü altında olan Odette, günlerini gölde yüzmeye mahkûm bir kuğu gibi geçiriyor. Gündüzleri insan formundayken geceleri kuğuya dönüşüyor. Çift hızla âşık olur. Çoğu masalda olduğu gibi, işler o kadar kolay değildir ve büyücünün oynamak için daha fazla hilesi vardır. Prens Siegfried saray avlularında 21. doğum gününü kutlar. Doğum gününe, tüm kraliyet aileleri ve kasaba halkları gelir. Zarif kutlama sırasında annesi ona bir tatar yayı verir. Ona şu anda yaşı geldiğini, evliliğinin hızla düzenleneceğini söyler. Gelecekteki sorumluluklarının aniden gerçekleşmesi ile çarparak, yayını alır ve avcılarıyla birlikte ormana koşar. Prens Siegfried, Odette’i gölde yüzerken görür. Alacakaranlık düşerken, taçlı kuğu, gördüğü en güzel genç kadına dönüşür. Adı Odette, Kuğu Kraliçesi. Odette, Prens Siegfried'in akıl hocası olarak gizlenmiş olan şeytani bir sihirbaz olan Von Rothbart hakkında genç prensi bilgilendirir. Bu büyünün bozulabilmesi için saf sevgiye ihtiyaç olduğunu söylüyor. Prens, Kuğu Kraliçesine sevgisini itiraf etmek üzereyken büyücü gelip bu durumu bozar ve bütün kuğuları alıp götürür.



      
Ertesi gün Kraliyet Sarayı'nda yapılan resmi kutlamada, Prens Siegfried çok sayıda olası prensesle buluştu. Prensesler dikkatini çekiyor ama o sürekli Odette’i düşünüyor.  Bir prensesle dans ederken trompetler Von Rothbart'ın gelişini duyurur. Odette olarak görünmesi için büyü yaptığı kızı Odile ile beraber gelir. Prens onun güzelliğiyle büyülenir ve onunla dans eder. Fakat sonradan onun Odette olmadığını öğrenir ve gerçek Odette’i aramak için göle gider. Onu bulduktan sonra durumu anlatır ve af diler. Kötü büyücü göle gelir ve prens ile dövüşür. Odette ve prens büyücünün gazabından kurtulabilmek için birlikte göle atlar ve ölürler. Diğer tutsak olan kuğular eski hallerine dönerler.



Hikaye çok fazla basitmiş gibi görünebilir ama sahne alırken o kadar büyüleniyorsunuz ki etkisinden uzun süre çıkamıyorsunuz…













3 Mayıs 2018 Perşembe

Pointe Shoes, her şeyimiz...


Balerin dediğimiz zaman ilk aklımıza gelen kabarık etekleri (tütü) ve parmak uçlarında durması gelir. İyi de bu insanlar nasıl parmak uçlarında duruyorlar canları hiç yanmıyor mu? Yanıyor tabii… Balerinler, parmak uçlarında durabilmelerine yardımcı olan özel bir ayakkabı giyiyorlar. Biz bu ayakkabıya “pointe shoes” diyoruz. Bu kelimenin Türkçe versiyonu ise puant, Fransızcadan geçmiş dilimize. Puantlar, balerinlerin ayaklarında çok zarif ve yumuşak dururlar ama inanın bana hiç göründükleri gibi değiller. Ayakkabının ucu, yoğun şekilde paketlenmiş kumaş, karton veya yapıştırıcı ile sertleştirilmiş kâğıttan yapılmış sert bir kutudur. Parmak ucuna çıktığın zaman parmaklara inanılmaz derece yük biniyor ve o sert kutu çok fazla acıtıyor dolayısıyla koruyucu silikonlar ve bantlar takıyoruz. Dans ederken ayağımızdan çıkmaması için puantın iç tarafına kurdele dikiyoruz ve giydiğimiz zaman ayak bileğimize bağlıyoruz. Ayakkabının geri kalan bölümleri saten, deri ve pamuktan oluşuyor. Puantlar genellikle el yapımıdır ve özel olarak üretilir. Farklı ayak şekillerine ve yapılarına uygun puantlar da yapılır. Ne yazık ki Türkiye’de puant yapan ve satan çok fazla yer bulunmuyor dolayısıyla fiyatları biraz pahalı olabiliyor.

Puant, baleye başladıktan 5 ya da 6 yıl sonra giyilir çünkü vücut küçük yaşta yeteri kadar güçlü olmaz biraz eğitilmesi ve geliştirilmesi gerekir. Profesyonel bir balerin, bir sezonda 100-120 çift puant kullanabilir. Yeni bale öğrenen ve profesyonel olmayan bir balerin için bu sayılar geçerli değildir.
















18 Nisan 2018 Çarşamba

Bale 101


Herkesin dilinde sürekli bir bale sözcüğü var, ben de bale diye ölüp bitiyorum iyi de nedir bu bale? Çoğu insan balenin Rusya ya da Fransa’da ortaya çıktığını tahmin etmeye çalışsa da balenin kökeni İtalya’dır. Soyluların eğlence dünyasından bale ortaya çıktı. Asil kadınlar, dans ve müziğin özenli bir gösteri oluşturduğu, özellikle düğün kutlamaları olmak üzere, cömert olaylara maruz bırakıldı. Dans ustaları soylulara adım atmayı ve nasıl dans edeceklerini öğretti. 16. yüzyılda, Fransa Kralı II. Henry'nin eşi ve sanatın büyük bir hamisi olan İtalyan bir soylu kadın olan Catherine de Medici, Fransız mahkemelerinde bale yapmaya başladı. O zamanlar da yapılan hareketlere isim verilmeye başlandı dolayısıyla bale terimlerinin hepsi Fransızcadır. 1661 yılına gelindiğinde, Paris'te bir dans akademisi açıldı ve 1681 bale mahkemeden sahneye taşındı. Fransız bale ustası Jean Georges Noverre, 1700'lerin ortasına gelindiğinde, bale sanatının kendi başına durabileceğine inanarak opera-bale sanatına karşı ayaklandı. 18. yüzyılın yarısında bale Rusya’ya taşınmıştır. Orada bale inanılmaz derecede gelişmiştir. Kuğu Gölü, Uyuyan Güzel ve Fındıkkıran balesi gibi tanınmış eserler Rusya’dan bütün dünyaya yayılmıştır.







Anlayacağınız bale üzerinde birçok kültürün ve milletin etkisi vardır. Bu dönemde bile bale eğitimini Fransız, İngiliz ve Rus balesi olarak üçe ayırıyoruz. Bu günlerde en popüler olan İngiliz balesi ama en eski ve en zor olan (benim düşüncem) Fransız balesidir. Tekniğinde çok fazla ayrıntı vardır.

Yahu bu bale resitallerinde hep eski kıyafetler giyiyorlar hikayeler eski zamanlarda geçiyor diyebilirsiniz bunun sebebi balenin çok eskiye dayanan bir kültürü olması ve o dönemde yapılan eserlerin altın değerinde olup yeniden ve yeniden gösterime girmesi. Buna klasik bale diyoruz, modern bale de var tabi yeni koreografiler oluyor ama benim gönlümde her zaman eskiler var.

















Bir Klasik: Kuğu Gölü

İnsanların sadece ismini bildiği ve konusu hakkında hiçbir fikirleri olmadığı o çarpıcı bale eseri Kuğu Gölü. İlk baleye başladığımda Ku...